Depresyon; kişinin kendisini hemen her gün, günün büyük bir kısmında mutsuz, çökkün ya da boşlukta hissettiği, öncesinde yapmaktan keyif aldığı aktivitelere karşı ilgi ve isteğinin azaldığı ve bu nedenle mesleki ve sosyal aktivitelerini yerine getirmekte zorlandığı bir psikiyatrik bozukluktur. Depresyonda suçluluk ve değersizlik hissi yaşantılanabilir; kişi yineleyici biçimde ‘hiç bir işe yaramadığı’, ‘yaptığı her şeyde başarısız olduğu’, ‘sevilmediği/istenmediği’ gibi düşüncelere kapılabilir. Kendilik ve dış dünyaya ilişkin algı genellikle olumsuzdur. Uyku ve iştah sorunları görülebilir ve bu sorunlara genellikle beden enerjisinde azalma eşlik eder. Hissedilen boşluk ve değersizlik duygularının şiddetlenmesi kişide ölüm düşünceleri oluşturabilir.Tüm dünyada her yıl milyonlarca kişi depresyon tanısı almaktadır. Hem hastalığın doğal bir sonucu olan mesleki ve sosyal işlev kaybı; hem de depresyon ve intihara bağlı ölümlerin yaygınlığı göz önünde bulundurulduğunda, depresyonun son derece önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu açıktır. Doğru şekilde tanı konulması ve etkin şekilde tedavi edilmesi ile yaşanacak olumsuz sonuçlar önemli ölçüde önlenebilir.