Çalışma SaatleriPazartesi - Cumartesi: 10.00 - 18.00
Bizi Arayın+90 543 341 79 00
e-mail:info@secilsoylu.com
Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar
Psikoz; düşünce, algı ve davranışlarda bozulmanın olduğu, gerçeklikten kopma halidir. Gelip geçici psikotik yaşantılardan şizofreni gibi klinik sendromlara kadar geniş bir spektrumda dağılır. Psikotik bir klinik tablo içerisinde kişide şüphecilik, takip edilme düşünceleri, düşünce okunması ya da zihne düşünce sokulması gibi düşünce bozuklukları; görsel, işitsel halisünyasonlar gibi algı bozuklukları, dağınık konuşma ve uygunsuz davranışlar olur. Ne tür bir psikotik bozukluk olduğu belirtilerin süre ve şiddeti, kişide yarattığı işlev kaybı, eşlik eden duygudurum belirtilerin olup olmaması ya da bir ilaç/madde kullanımı sonrasında ortaya çıkmasına göre isimlendirilir. Bu farklılıklar hastalığın prognozu (gidişatı) açısından da önemlidir.
Psikozun en ağır formu olan şizofreninin genel toplumda yaygınlığı %1’dir. Şizofrenide sanrı, varsanı (halisünasyon), konuşma ve davranış değişikliklerinin yanı sıra negatif belirtiler denilen sosyal içe çekilme, bir işi başlatmada ve sürdürmede zorluk, zevk almama gibi belirtiler de görülür. Şizofrenisi olan bireylerin genel topluma göre işlevselliği ve yaşam kalitesi çoğunlukla bozulmuştur. Kişilerin kendine bakım ve sağlık merkezlerine başvurmada yaşadığı zorluklar nedeniyle tıbbi sorunlar yaşama olasılığı artar.
Şizofreninin gen-çevre etkileşimi sonucunda ortaya çıkan bir psikiyatrik hastalık olduğu düşünülmektedir. Ailede psikoz hastalığının olması, başka herhangi bir psikiyatrik hastalığın bulunması ve akrabalık düzeyi hastalık için önemli genetik faktörlerdir. Ebeveynlerin sosyoekonomik durumu, bebeğin anne karnında maruz kaldığı stres faktörleri ve enfeksiyonlar, gebelikte annenin sigara-alkol kullanımı, doğum sırasındaki olumsuz koşullar, erken çocukluk döneminde travmatik psikolojik yaşantılar, ergenlik ve erişkin dönemde madde kullanımı, kentsel yaşantı gibi pek çok durum da çevresel risk etmenleri olarak karşımıza çıkar.
Psikozda ilk tedavi seçeneği antipsikotiklerdir. Duygudurum, kaygı belirtileri gibi eşlik eden belirtiler için farklı gruptan ilaçlar tedaviye eklenebilir. Türkiye’de ve dünyada pek çok antipsikotik tedavi mevcuttur. Burada önemli olan, hastanın en iyi şekilde tolere edebileceği, yan etkinin en aza düşürülmeye çalışıldığı etkin dozda bir tedavi başlanması ve bu tedavinin yeterli bir süre sürdürülmesidir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, ilk atak psikozda ilaç kesmeyi izleyen ilk yıl içinde yineleme %79’a kadar görülebilmektedir. Bu nedenle ilaç tedavisinin rasyoneli hasta ve yakınlarına çok iyi anlatılmalıdır. Psikoeğitim pek çok psikiyatrik hastalıkta olduğu şizofrenide de tedavi/izlem planının en önemli basamaklarından birini oluşturur. Hasta akut bir kriz dönemindeyse klinik açıdan gerekli koşullar oluştuysa EKT (elektrokonvulsif tedavi) uygulanabilir.
Bilişsel davranışçı psikoterapi, destekleyici psikoterapi ve grup terapileri ilaç tedavisine eklenerek hastalık yükünü azaltan ve kişinin bağımsızlaşmasına yardımcı olan diğer terapi yöntemleridir.